
Geçen sene 2 maçta da bileğimizi büken Eskişehir dün gece Sami Yen’den yine puan çıkardı. 34 hafta içinde tabii ki puan kayıpları olacak, seriler başlayacak, seriler bitecek ancak içerde oynadığımız ve özellikle 1-0’dan sonra ikinci yarının başında harcanan pozisyonlar sonrası puan kaybetmek düşündürücü.
İşin enteresanı Eskişehir de öyle ahım şahım futbol oynamadı. Takımın üstünde “nasıl olsa yeneriz” havası olduğu için kazanamadık bana göre. Rijkaard ve Neeskens’i eleştirmek bize düşmez ama bazı soru işaretleri var kafamda;
– Elano neden oynamaz? En azından Elano varken neden Aydın oyuna girer? Böyle kilitlenen maçlarda uzaktan şutların önemi çok büyük. Eee Elano da vuruyor…
– Kötü oynamalarına rağmen Topal’a 90 dakika, Kewell’a 66 dakika neden tahamül edilir?
– Balta’ya yedek diye alınan Caner varken sol ayağı yetersiz olan Uğur neden sol bek oynar? (Ki bu Kewell’ın performanısını da etkiledi.)
– Doldur-boşalta dönüleceği belliyken Nonda neden çıkarılır?
– Ve gol atmamız gerekirken neden bir B planımız yoktur? Sistem hep aynı tamam güzel ama arada rakibi şaşırtmak gerekmez mi?
Lig daha çok uzun. Seri bozulmuş, rekoru sadece Fener kırmış, bunlar benim pek umrumda değil açıkcası. Mayıs ayında görüşelim derim. Birazcık da olsa havalanan takıma bu beraberliğin yararı bile olacaktır. Sıkıntı yok yola devam.