İngiliz futbol tarihinin en yüksek zararı

2008 yılında Sheikh Mansour bin Zayed al-Nahyan tarafından satın alınan Manchester City dün yıllık zararını açıkladı; tam 197 milyon pound. Bundan önceki rekor 2005 yılında 141 milyon pound ile Roman Abramovich’in Chelsea’sindeydi.

City’nin yaptığı astronomik transferleri zaten biliyoruz, A takımdaki futbolculara yıllık ödenen toplam maaş da 174 milyon pound. Tabii bu rakamlar Arap abimizin umrunda mı? Hiç zannetmiyorum. Allah tamamına erdirsin 200 milyona yuvarlaman dileğiyle…

Şu UEFA’nın finansal fair play geyiği de bir devreye girsin bakalım kimlere neler oluyor gerçekten merak ediyorum.

Bu arada hazır söz Manchester City’den açılmışken geçen gün rastladığım bir video aşağıda. Bundan sonra iç saha maçlarının devre arasında taraftarlara yeni oyun var. Hedef topu Jaguar’ın bagajına sokmak. Başarana anahtarları veriyorlar mı bilmem.

link: http://www.youtube.com/watch?v=w-NKXddmg7A

Renk değişince kitap da değişti

2009 Eylül ayında çıkardığı kitabın rengi şimdiye uymayınca yeni kitap kaçınılmazdı. Torres’in yeni hikayesi raflardaki yerini aldı. O zamanlar kırmızı El Nino’ydu şimdi ikisinden de eser yok. Gerçi bu sefer oynadığı takımın renginde kapak tercih etmemiş ilerki yıllar için işi sağlama almış.

Hafta sonu Chelsea formasıyla da Liverpool karşısında kendisi. Gerçi Villas Boas şans verir mi bilemiyorum.

Figo sonrası gerilen ağlar

2000-2001 sezonu Luis Figo Real Madrid formasıyla ilk kez Camp Nou’ya geliyor. Sahaya atılmayan yabancı madde kalmıyor. Barcelona ertesi iç saha maçı için hemen kale arkalarına ağ geriyor. 2002’de bir daha Camp Nou’ya gelen Figo’ya atılan yabancı maddeleri önleyemedi o ağlar ama o gün bugündür oradalardı ta ki düne kadar.

Bu hafta sonu oynanacak Zaragoza maçı öncesi söküldüler. Kale arkası bi’ zahmet akıllı olsun;)

Lukaka idolü Drogba’nın peşinde

Lukaku: Selam Didier. Drogba: Hay ben senin… Selam Romelu. Lukaku: Nasıl besleniyorsun? Yumurta? O zaman ben de yumurta yiyeceğim. Daha sonra vole antremanı yapalım mı? Sonra da belki ver kaç yaparız? Drogba: Beni yanlız bırak! Lukaku: Didi Lulu’ya neden bağırdı ki? 🙁 Drogba: Tanrım ne olur Anzhi Machachkala’nın bir forvete daha ihtiyacı olsun.

Studs Up Drogba-Lukaku derken Anzhi’ye de geçirmiş inceden.

Bir zamanlar Valencia…

2009 yazında Raul Albiol’ün Real Madrid’e gitmesiyle başlayan yaprak dökümü 2010 yazında David Villa’nın Barcelona’ya, David Silva’nın Manchester City’e ve Marchena’nın Villarreal’e gitmesiyle devam etmişti. Ve son olarak dün gece Juan Mata’nın Chelsea’ye gideceği resmen açıklandı. Valencia ve Chelsea her konuda anlaştı. Sağlık kontrolünden sonra imzalar atılacak.

Bir dönem korkunç borç içinde yüzen Valencia bu 5’liyi satarak 100 milyon euronun üzerinde gelir elde etti ve o çok zor günleri atlattı ama İspanya Milli takımına da banko gönderdiği bu 5 oyuncunun hatıra fotoğraflarıyla yetinmek zorundalar artık. Şimdi onlar için gün Canales ve Piatti gibi gençleri parlatma günüdür.

Mata’nın Chelsea transferi ise nefis. Ferrer, De Lucas, Del Horno ve Fernando Torres’ten sonra kulüp tarihindeki 5. İspanyol olacak. Bonservis bedelinin 27 milyon euro olduğu söyleniyor. Overrated Kalou artık zor girer o takıma. Benayoun da kapının önüne konulur. Bir de Modric gelirse korkunç olurlar. Villas Boas sayesinde sempatik de gelmeye başladılar şahsen. Tabii bir yere kadar.

O kapının önüne konulan Benayoun da İstanbul’a filan gelmesin bi’ zahmet…