Baskı baskı baskı

816480_biglandscape

Dün akşam Liverpool Fulham’dan 3 puanı Yossi Benayoun ile 90+2’de aldı. Uzun zamandır bir gole bu kadar çok sevinmemiştim. Maç fazlasıyla da olsa Liverpool şu anda lider. Akşam Aston Villa’dan Manchester’a bir sürpriz bekliyorum. Ferguson ve öğrencileri artık baskıyı ciddi şekilde hissediyorlardır. Sezon sonunda kaptan kaldıracak Premier lig kupasını!! İnandık!!

Mehmet Aurelio Galatasaray’da?

Kanal 24’deki Spor Moderatörü adlı programda Aziz Üstel‘in söylediğine göre Galatasaray Aurelio ile anlaşmış. Dizinden geçireceği kıkırdak ameliyatının başarılı olması durumunda 4-5 milyon bonservis, 2 milyon da kendisine verilerek transfer edilecekmiş.

Haber doğrudur, değildir bilemem ama bu mudur yani Fener’den ayrılma kararının sonu Marco?

Milli Takım’dan Men

barry-ferguson-rangers-001

İskoçya Milli takım oyuncuları Barry Ferguson ve Allan McGregor, Çarşamba akşamı Hollanda ile oynadıkları maç öncesi kamp yaptıkları otelde gece geç saatlere kadar içki içtikleri için İskoçya futbol federasyonu tarafından çok ağır bir cezaya çarptırılmışlar. Alınan karar doğrultusunda, iki futbolcu da bir daha ömür boyu İskoçya Milli takım aday kadrosuna seçilmeyecekler. İki futbolcunun da formasını giydiği Rangers kulübü de, oyuncularına 2 haftalık maaşlarını ödemeyeceğini açıklamış.

Olay sonrası, her insanın hata yapabileceğini ve çok üzgün olduklarını söyleyen ve özür dileyen her iki futbolcu da, Hollanda maçında yedek kulübesinde otururken parmaklarıyla V işareti yaparak alınan sert kararı protesto etmişler.

“O forma kutsaldır, nasip olmaz herkese” böyle bir şey olsa gerek…

İşiniz okunmuş muza kalmışsa…

2989476300_efb388112b

Bayılırım taraftarların antreman sonrası futbolculara baklava vs. yedirmesine. Ülkemize has bir olaydır.

Antalyasporlu taraftarlar ikram olayına yeni bir boyut getirmiş ve antreman sonrası futbolculara muz yedirmişler. Ancak işin daha da ilginç kısmı, muzlardan bir tanesi okunmuşmuş. Haftalardır gol atamayan forvetleri Djiehoua’ya bu okunmuş muzu özellikle yedirmişler. Gençlerbirliği maçında kesin gol bekliyorlarmış…

Bu Djiehoua’nın vücut yapısı da nasıl bir şeydir yahu?

Wenger’den ilginç öneri

2196563793_1a385f99b3_o

Bu sezon gol yollarında büyük sıkıntı çeken ve bir çok maçı 0-0 sonuçlanan Arsenal‘in Fransız teknik direktörü Arsene Wenger, liglerdeki puanlama sistemi ile ilgili ilginç bir öneri getirmiş.

Wenger kazanılan maçlarda 3 puanın yanında aradaki her gol farkı için 1 puan verilmesini önermiş. Mesela Arsenal, Bolton‘u 5-1 yeniyor. Galibiyet için 3 puan ve aradaki 4 gol farkı için 4 puan yani toplam 7 puan alıyor! Böyle bir sistem ile şampiyonluk yarışı hiç bitmez gibi geliyor.

Daha önce Fransa’da buna benzer birşey denenmiş. Eğer bir maçta bir takım 3 gol atarsa ekstradan 1 puan alıyormuş. Ama yediğin golün hiç bir eksisi olmaması bu denemeyi anlamsız hale getirmiş.

Daha çok gol görme adına ve kapanıp defans yapıp, oyunu çirkinleştiren takımların sayısını azaltmak adına enterasan bir teklif ama bir fanteziden öteye geçeceğini zannetmiyorum.

Alman disiplinine gel

3260780046_09571c2a30

2004 yılında futbolu bıraktıktan sonra teknik direktörlüğe başlayan Alman futbolunun önemli isimlerinden Mario Basler, bu sezon Alman alt liginde mücadele eden SV Eintracht Trier 05 takımını çalıştırıyor.

Basler, son maçta takımının deplasmanda SC Verl’e 3-0 yenilmesine oldukça sinirlenmiş ve futbolcularına ilginç bir ceza vermiş. Gece 1-3 arası idmana çıkarttığı futbolcularının pestilini çıkarmış. Olayı şaka zanneden futbolcular da Basler’in ciddiyeti karşısında ne olduklarını şaşırmışlar.

Bu olaydan sonra kaç futbolcu Basler’i seviyordur artık bilemiyorum.

Podolski Ballack’ı tokat manyağı yapmış

Dün akşam oynanan GallerAlmanya maçında, Podolski bir pozisyonda kendisini azarlayan kaptan Ballack‘a tokatı çakmış. Maç sonrasında açıklama yapan Ballack, Podolski’nin genç ve daha öğrenecek çok şeyi olan bir oyuncu olduğunu söylemiş.

Benim bildiğim Ballack, onu orda yatırıp bir güzel pataklardı ama “takım kaptanıyım, efendilik ben de kalsın” dedi heralde…

Eşek ölecek, götü gülecek

picture-5

Herşey ne kadar da güzel başlamıştı. İyi oynamadan golü bulup soyunma odasına gitmiştik. İkinci yarının başında da, özellikle Nihat‘la net pozisyonları değerlendiremedik. Nihat atsa 2-0, 3-0 olacak maç, döndü 1-2 bitti.. Nihat’ın Madrid’de kaçırdığı golden sonra bunlar da tuzu biberi oldu üstüne.

Nihat’ın enteresan bir tavrı var son zamanlarda. Çok bi havalarda sanki. Maçtan sonra yaptığı açıklamalarda bile “Sonuçta Dünya’nın 1 numarasına yenildik. Ne yapalım?” dedi. Halbuki “Dünya’nın 1 numarasına 2-3 atmak varken mağlup olduk, elimizden kaçırdık. Ben o golleri nasıl kaçırdım” demek var… Bu arada Volkan‘a da sormak isterim; “O nasıl bir yan topa çıkış bilader?” Allah Fenerli kardeşlerime sabır versin…

Fatih Terim‘i de anlamakta zorlanıyorum. Oyuna müdahalelerine bakıyorum. Sabri, Batuhan ve Nuri. Sabri, Galatasaray’ın en eleştirilen futbolcusu. Batuhan, Beşiktaş’ta yer bulamayıp tecrübe kazanmak için Eskişehir’e yollanmış. Nuri Şahin ise Almanya’da devamlılığı olmayan tecrübesiz bir gencimiz. Emre Belözoğlu ne yapar? Neden oynar?  Şu Milli takımı ondan daha çok hakeden oyuncularımız yok mu? Sahanın yıldızı Arda, maçın bitmesine 5 dakika kala neden çıkarılır? Yorgun Arda’nın son 5 dakika sahada dolaşması bile adamları sıkıntı verirdi… Madem Batuhan’ı alıyorsun, doldur boşalt yapmak kafanda bir opsiyon, neden Mehmet Yıldız gibi güçlü, sırtı kaleye dönük top alabilen bir adam kadroda yok? Ya da savunmayı açamadığın dakikalarda uzaktan şut çekebilen ve bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi olan Mehmet Topuz? Son dakikada yediğimiz golde, Güiza’nın karşısında Balta yerine Toraman gibi gerçek bir stoper olsa Güiza sırtını dönebilir miydi?

Bu saatten sonra artık işimiz hem çok zor hem de ipler bizim elimizde değil. Gideceğiz Bosna ve Belçika’yı deplasmanda, Estonya ve Ermenistan’ı da evimizde yeneceğiz. Üstüne bir de Bosna‘nın puan kaybını bekleyeceğiz. Yani eşşek ölecek, götü gülecek. Millet olarak zoru seviyoruz. Arkamıza yaslanıp bir rahat maç izleyemiyoruz. Şu turnuvalara bir kere olsun direk katılalım. Devamlı bir baraj maçı, devamlı bir stres,sıkıntı…

Şu Milli maçlardaki davetiye olayına da bir çözüm bulunsun artık. Ali Sami Yen‘de taraftar değil, sadece seyirci vardı. Cehennemle filan uzaktan yakından alakası yoktu.

İspanyollara gelince; adamlar yenik de olsalar, berabere de olsalar, önde de olsalar, pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas pas, hiç stres yok. Resmen dalga geçiyorlar. 2010 Dünya kupasında şimdiden başarılar kendilerine..