Afrika Uluslar Kupası en iyi 11

Mısır’ın şampiyonluğuyla sonuçlanan Afrika Uluslar Kupasının en iyileri Afrika Futbol Konfederasyonu tarafından belirlendi. Popüler isimlerden ne Drogba ne de Eto’o en iyiler arasında… Turnuvaya gelmeseler de olurdu zaten…

İlk 11;

Essam El Hadary (Mısır), Madjid Bougherra (Cezayir), Wael Gomaa (Mısır), Mabina (Angola), Alexandre Song (Kamerun), Ahmed Fathi (Mısır), Ahmed Hassan (Mısır), Peter Odemwingie (Nijerya), Asamoah Gyan (Gana), Flavio (Angola), Mohamed Zidan (Mısır)

Yedekler;

Richard Kingston (Gana), Emmanuel Mbola (Zambiya), Achille Emana (Kamerun), Kwadwo Asamoah (Gana), Seydou Keita (Mali), Karim Ziani (Cezayir), Mohamed Nagy Gedo (Mısır), André Ayew (Gana), Eric Mouloungui (Gabon), Ogbuke Obasi (Nijerya), Jacob Mulenga (Zambia), Salomon Kalou (Fildişi Sahili)

Topçu musun popçu musun?

Sahaya helikopterle inmek ve Pele tarafından Santos taraftarına takdim edilmek Robinho’yu kesmemiş bir de üzerine sahneye fırlamış. Gittin Dünya Kupası ayağına memlekete ilk günden başladın Adriano’yla yapacağın partilerin hazırlığına…

link: http://www.dailymotion.com/video/xc30jj_rap-star-robinho_sport

Barcelona’nın değerleri

Barcelona’nın geçen yıl aldığı 6 kupa ve bugünkü başarısında altyapıdan gelen oyuncuların önemi ve katkısı tekrar tekrar anlatılmaya gerek olmayan bir gerçek. Barcelona akademisinden yetişmiş ve şu anki kadroda yer alan 10 futbolcu, bugün Barcelona’ya toplam değer olarak biçilen 514 milyon euronun yaklaşık %60’ını oluşturuyor. En değerli isim 80 milyon euro değer biçilen Lionel Messi. Onu sırasıyla 65 ve 60 milyon euroyla takımın pas makinaları Xavi ve Iniesta izliyor. Pozisyonlarının en iyisi bu 3 oyuncunun kontratları da yakın zamanda uzatıldı. Xavi 2014, Iniesta 2015 ve Messi 2016’ya kadar imza attı.

Bu 3 ismin ardından Barcelona akademisinden yetişen diğer isimlere biçilen değerler ise şöyle; Kaptan Puyol 28 milyon euro, Pique 24 milyon euro, Busquets 18 milyon euro, Valdes 15 milyon euro, Bojan ve Pedro 10’ar milyon euro ve Jeffren 2 milyon euro.

Transferde son gün

Dün Ocak ayı tranfer döneminin son günüydü ve oldukça hareketli saatler yaşandı. İlgimi çeken bir kaç son dakika transferini yazıyorum atladığım olursa siz de yorumlarda belirtin lütfen…

Fener’in istemediği Mancini Inter’den Milan’a kiralık gitti. Mancini’yi Milan’a yollayan Inter, Parma’nın orta sahası Mcdonald Mariga‘yı kaptı. Geçtiğimiz hafta el değiştiren West Ham, McCarthy‘nin ardından hücum hattını bonservisi Middlesbrough’da olan ancak sezonun ilk yarısını Zamalek’te kiralık geçiren Mido ve St. Etienne’de oynayan Ilan‘la güçlendirdi. İlginç bir dipnot; Mido’nun “para umrumda değil Premier League’e geri dönmek istiyorum” diyerek haftalık 1000 pounda 4 ay kiralık olarak imza attığı söyleniyor. Tottenham kaptanı Robbie Keane 6 aylığına kiralık olarak Celtic’e gidiyor. Orada kral olur daha da dönmez gibime geliyor. Son dakikaya kadar Gago’yu kovalayan Manchester City’e Middlesbrough’nun genç kanat oyuncusu Adam Johnson nasip oldu. Daha önce Hertha Berlin’den tanıdığımız Türk asıllı Alman Malik Fathi Spartak Moskova’dan Bundeliga’ya geri döndü, yeni adres Mainz. Bir diğer Alman Hannover, Sevilla’nın yedek forveti Kone‘yi kaptı. Palmeiras’ın serbest bıraktığı eski Barca’lı Edmilson sezon sonuna kadar Zaragoza’da.

Ve son olarak bana “oh be!” dedirten bir transfer; Galatasaray’ın genç yeteneği(!) Aydın Yılmaz‘ın 5 sene önce Konya’da attığı golün hatrı buraya kadarmış. Aydın satın alma opsiyonuyla birlikte sezon sonuna kadar kiralık olarak Eskişekirspor’da…

Topu Capello’ya attılar

Terry’in kırdığı ceviz İngiliz basının ana gündem maddesi. Malzemeyi aldılar evire çevire kullanıyorlar. Önce Terry’nin Chelsea kaptanlığı alınsın başlıkları atıldı ancak Ancelotti oyuncusuna sahip çıktı. Şimdi ise İngiltere Milli takım kaptanlığı alınsın hatta bir daha Milli takıma hiç alınmasın gibi başlıklar atılıyor. İngiltere Futbol Federasyonu yazılıp çizilenler üzerine bugün resmi bir açıklama yapmış ve Terry konusundaki tek kararı Milli takım hocası Fabio Capello’nun önümüzdeki günlerde vereceğini belirtmiş. Capello’nun işi zor. Ne karar verirse versin basın atıp tutmaya devam edecek.

Tamam Terry’nin Bridge’e attığı kazığın ahlaki hiç bir açıklaması yok, büyük ayıp ama bu Terry’nin taş gibi stoper olduğu ve hem Chelsea’nin hem de İngiltere Milli takımının ona ihtiyacı olduğu gerçeğini değiştirmez. Capello gibi bir futbol adamının kararının da Ancelotti’den farklı olacağını hiç zannetmiyorum.

Şampiyon Mısır

Afrika Uluslar Kupası şampiyonu finalde Gana’yı 1-0 yenen Mısır oldu. Maçın ilk yarısı Arsenal-Manchester United maçıyla ikinci yarısı ise Denizlispor-Galatasaray maçıyla çakışınca final benim için 3. planda kaldı. Ara ara kanal değiştirip bakmaya çalışsam da 90 dakika hakkında fazla yorum yapma şansım yok.

Benim için turnuvanın favorileri Fildişi Sahili ve Kamerun’du. Beklenmedik kadar kötü oynayıp elendiler. Mısır turnuva başından beri en iyi oynayan ve kupayı en çok arzulayan ekip görünümündeydi. Gana’nın özellikle Essien’i kaybettikten sonra buralara geleceğini hiç tahmin etmiyordum. Final oynamaları bile alkışa değer. Mısır 2006 ve 2008’den sonra 2010’u da kazanarak üst üste 3. Afrika şampiyonluğunu ilan etti ancak 6 ay sonra kendi kıtalarında düzenlenecek olan Dünya Kupasında yoklar…

Ayıptır

Afrika Futbol Konfederasyonu Angola yolunda kafileden 3 kişinin hayatını kaybettiği bir silahlı saldırıya uğrayan ve bu sebeple Afrika Uluslar Kupasından çekilen Togo’yu 2012 ve 2014 yıllarında düzenlenecek olan Afrika Uluslar kupalarından men etmiş. Bir de üzerine 50.000 dolar para cezası vermiş.

Turnuvadan çekilmenin cezası kitapta nedir bilmem ancak Togo’nun yaşadığı olay ve turnuvadan çekilmesi olağanüstü bir durumdu. O psikolojideki futbolcuların sahada mücadele etmeleri çok zordu. Bu ceza daha çok konuşulur ve karar kesin değişmelidir. Biraz insanlık…