Figo sonrası gerilen ağlar

2000-2001 sezonu Luis Figo Real Madrid formasıyla ilk kez Camp Nou’ya geliyor. Sahaya atılmayan yabancı madde kalmıyor. Barcelona ertesi iç saha maçı için hemen kale arkalarına ağ geriyor. 2002’de bir daha Camp Nou’ya gelen Figo’ya atılan yabancı maddeleri önleyemedi o ağlar ama o gün bugündür oradalardı ta ki düne kadar.

Bu hafta sonu oynanacak Zaragoza maçı öncesi söküldüler. Kale arkası bi’ zahmet akıllı olsun;)

Hayal kırıklığı

Bayram tatili diyerek memleketi bir süre bırakıp okyanus ötesine gitmişiz. Saat farkıyla öğlen 2’ye gelen Milli maçı nasıl izleriz diye günler öncesinden planlar yapmışız. Bilgisayarı televizyona bağlamak için kabloları hazır etmişiz. İnternet üzerinden maçı nasıl izleriz diye yeni üyelikler almışız ve gün gelip 11 Kasım Cuma’yı göstermiş.

Tam takım, bir umut önümüzdeki yazı keyifli geçirme hayalleriyle ülkeden kilometrelerce uzakta Türkiye-Hırvatistan maçı için ekranın başına geçmisiz.

Daha kim nerede oynuyor çözememişken solda oynadığını henüz farketmediğimiz ve ince(!) çalımlarıyla bizi dumur eden Corluka’nın yarattığı golle bütün havamız uçup gidiverdi. Hadi daha erken herşey olur derken süzülerek kalemize giren topla ise hem 2-0 olup hayallerimiz uçuverdi hem de bu dakikadan sonrasından bahsetmek bu yazı için anlamsız hale geldi.

Gazla çalışan bir takımken sistemimiz yok, sistem kurmaya çalışırken gazımız yok. Futbolcusuna küfreden Milli takım taraftarımız ise tam gaz. Haklı protestoyu kaldıramayan taraftara gider yapan futbolcumuz tam gaz. Sınırda olduğunu bilerek taa Hırvatistan’a gitme zahmetinde bulunmamak için aptalca ve bilerek sarı kart gören futbolcumuz tam gaz.

Futbolda her türlü sonuç var ama yarın bizi güldürecek sonuç yok. Keşke olsa ben yanılsam. Mucizeler için biraz olsun umut olur. Kimde var? Milli takım hocasının olmayan tazminat rakamları haliyle turu getirecek skorlardan daha çok konuşuluyor. Haksız bir tartışma konusu da değil tabii.

Gerçi tur için umudumuz olsa ne olur? Şu ortamda bu kafayla hiç bir halt olmaz. Herkes hatayı başkasında aradığı sürece, şapkasını önüne koyup düşünmediği sürece hayal kırıklığı olmaya devam ederiz. Zaten bundan sonrası için de bizi bekleyen yine aynı ve ders almamaya alıştığımız sorular var;

Yerli hoca mı yabancı hoca mı? Milli maçlar İstanbul dışında mı oynanmalı? Kadro seçiminde bazı isimlere yol verilip yeni isimlere şans mı verilmeli?

Anlayacığınız temcit pilavı. Geçiniz. Önümüzdeki maçlara bakacağız.

Bu arada biz geri döndük;) Toparlanmak biraz yavaş yavaş olacak ama…