Kral kupası, La Liga derken Şampiyonlar ligi kupası da Katalunya’ya gitti. Barça, Roma‘da Manchester United‘ı 2-0 ile çok rahat geçti.
İlk 10 dakika hariç maçın mutlak hakimi Barcelona‘ydı. Manchester maçın başındaki Ronaldo’nun uzaktan şutları hariç doğru düzgün pozisyon bile bulamadı. Carrick, Park ve Anderson üçlüsü İniesta, Xavi ve Busquets karşısında ezildi. Puyol ve Pique inanılmazlardı. En zayıf halka olarak çekindiğimiz Silvinho zorlanmadı bile. Tekrar sölüyorum Manchester çok etkisizdi, tartışmasız sezonun en kötü futbolunu oynadılar. Tabii ki bunda Barcelona’nın pas manyaklığının katkısı çok büyük.
Manchester’ın en güçlü bölgesi denilen Vidic ve Ferdinand tandemi adeta çöktü. Hele bir pozisyonda Henry soldan öyle bir girdiki Ferdinand’ın beli fena kırıldı. Ferdinand maçtan sonra Bayern Münich’in doktoru Wohlfahrt‘tan randevu talebinde bile bulunmuş olabilir. Rooney ve Giggs adeta sahada yoktular. Sir, Berbatov ve Scholes hamlelerini çok geç yaptı. Özellikle aldığı her topu ezen Park’a 1 saat boyunca nasıl dayandı anlayamadım.
Gollere gelince; Eto’o hiç beklenmedik anda kişisel beceriyle müthiş bitirdi. Messi’nin golü futbol kitaplarında ders diye okutulur. “Xavi o nasıl bir orta? Messi o nasıl bir kafa?” diye sormak lazım.
Son lafım kendini Dünya’nın birinci, ikinci ve üçüncü en iyi futbolcusu sanan, mağlubiyeti içine sindiremeyince dirseklerini konuşturan çirkin Ronaldo‘ya; umarım Messi’nin birinciden de öte açık ara senden daha iyi olduğu anlamışındır. Messi’nin 2. goldeki vurduğu kafa varya…. Sevgilerle…