Hırsız var

afonso_alves_772923

Heerenveen’de 39 maçta attığı 45 gol ile sükse yapan ve 2008 Ocak ayında 12 milyon pounda Middlesbrough‘ya transfer olan Afonso Alves, Premier lige geldiğinden beri bekleneni veremedi. Oynadığı 36 maçta sadece 10 gol atabildi.

Formsuz bir dönem geçiren Alves, bu haftaki Portsmouth maçı sırasında bir başka şanssızlık daha yaşadı. Brezilyalı forvetin evi soyuldu. 50.000 pound değerinde eşyası çalınan Afonso Alves, İngiltere’de evi soyulan 15. futbolcu oldu. Daha önce Lucas, Gerrard, Reina, Crouch, Heskey, Dudek, Kuyt, Pennant ve Agger gibi isimlerin de evlerine hırsız girmişti.

Bu kadar büyük paralar kazanıp, malikanelerde oturuyorlar. Kapıya bir güvenlik görevlisi ya da alarm koyamıyorlar mı? Nedir?

Portakal sen orada kal!

picture-14

Bu İnzaghi‘yi oldum olası hiç sevemedim. Bu hafta kariyerinin 300. golünü attı sesimizi çıkarmadık, başarıdır dedik geçtik. Ama dün La Gazetta Della Sport‘a yaptığı açıklamada Baggio‘nun rekoruna göz diktiğini söylemiş, işte buna sessiz kalamam;

”Milan’s number 9 doesn’t want to hear about hanging his boots and in his hunger for goals, he has set his aim high once again: he wants to beat Roberto Baggio’s record of 318 goals.”

Haddini bil! Baggio kim sen kimsin? Daha önce yazdığım Baggio postundaki videoyu izlemeyenler varsa buyursun keyiflensin…

We’ve only got one player

middlesbroughvliverpoolpremierleaguekenyhr2rh_kl

Fenerbahçe’nin bugünkü kadrosunda kuşkusuz en çok aradığı isim Tuncay Şanlı. Sahaya yansıttığı hırsı ve kaybetmeyi hiç kabullenmeyen yapısını Fener taraftarı her maç daha da çok özlüyor.

Bu hafta takımının Portsmouth ile oynadığı maçta, taraftarlar kötü futbol neticesinde alınan başarısız sonuçlara daha fazla dayanamayarak Tuncay haricinde bütün takımı ıslıkladılar. Top Tuncay’a geldiğinde ise her maç hırslı biçimde mücadele eden Milli futbolcumuzu deli gibi alkışlayıp, We’ve only got one player (sadece bir oyuncumuz var) şeklinde tezahüratlarda bulundular.

Burada bizlere verdiği keyfi İngilizlere de yaşatan Tuncay’a helal olsun, umarım sezon sonunda daha iyi bir takıma transfer olur. Middlesbrough‘dan çok daha iyilerine layik olduğu kesin…

Ne müjdesi ya?

petric_trochowski_468

2 gündür spor haberlerinde ve gazetelerde haberler çıkıyor ”Galatasaray’a müjde Petric oynamayacak” diye. Eeeee daha kötü. Onun yerine ilk maçta sadece son 20 dakikada görev yapan Oliç kesin oynayacak. Tartışmasız Hamburg’un en iyi futbolcusu, zaten sezon sonunda da Bayern Münich’e gidiyor. Dün gece verilen bir diğer ”müjde” de sağ ve sol kanadı çok iyi kullanan Piotr Trochowski’nin büyük ihtimal Perşembe gününe yetişmeyeceğiydi. Bizim basın bir şeyi anlamadı galiba. Rakipte kimin olup olmadığı önemli değil. Galatasaray’ın stoperi yok! İleri dönük orta saha oyuncusu hatta 2. forvet Kewell’ın stoper oynayacağı konuşuluyor. Adamlar hücum hattını paf takım oyuncularından kursalar bizim defansımıza sıkıntı verecekler…

Bu arada Bülent’in Kewell’ı stoper oynatması büyük skandal olur. Oradaki maçın sıcaklığı ile Kewell iyi mücadele etti bilmem ne de, buradaki maçta büyük dağılırız. Galatasaray formasını 17 yaşında Monaco maçında giyen Bülent Korkmaz’ın, her ne kadar tecrübesiz olsa da asıl görev bölgesi stoper olan Semih Kaya‘ya güvenmesi ve inanması lazım.

Alanzinho Verenzinho

4046_20090315213039449_ts-gs16

Açıkçası dünkü maçtan önce bana sorsalar;  ”Trabzon’da 1 puana razı mısın?” diye, hiç düşünmeden ever der geçerdim. Perşembe günü Hamburg’daki 10 kişilik mücadeleden sonra bugünkü maçta fiziksel olarak yorgun bir Galatasaray bekliyordum ancak beklediğim aksine bir takım vardı sahada.

Maç öncesi kadroları görünce Lincoln’ün yedek olmasını birazcık olsun anlayabildim. Bir disiplin gösteresi ve de maçın başlaması ile saldıracak olan Trabzon’u orta sahada tutabilmek için 3 defansif ortasaha. Ama bu orta sahalardan biri Mehmet Güven olunca çok da kafam almıyor bu seçimi. Trabzon‘da ise Yattara’nın eksikliğinin yanı sıra devre arasında alınan Alanzinho ilk defa ilk 11’deydi. Kendini ispatlaması ve taraftara kendini sevdirmesi için müthiş bir fırsattı. Brezilyalı da bunu iyi değerlendirdi ve maçın 7. dakikasında nefis bir gol atarak maça başladı. Golden önce ayağının altından seken topu izleyen Sabri’yi de pas geçmeyelim!

Golün gazıyla Trabzon’un 2. ve 3. gol için geleceğini düşünürken, Galatasaray’ın imdadına Avni Aker‘in ışıkları yetişti ve Trabzon’un hızını kesti. Yeniden başlayan oyunda Galatasaray 19.dakikada golü buldu. Golden önce tartışmasız faul vardı ama Baros yine de müthiş bitirdi. Hamburg’daki maçta çok daha kolayını atamayan Nonda umarım bu golü izlemiştir. İkinci yarının ilk 10 dakikasında Galatasaray iyiydi. Daha sonra Trabzon yine baskıyı kurdu, tam sağlı sollu kornerler ile gelirken, bu sefer de 61. dakika şovu denen saçma sapan balonlar hızlarını kesti. Hemen ardından kaleci defans anlaşmazlığını Arda affetmedi ve 2. golü yediler.

Sarı kartı olmasına rağmen sağa sola laf yetiştiren Baros kırmızıyı görmesin diye yerine oyuna alınan Yaser’in gereksiz hareketi ile kırmızı kart görmesi sayesinde Galatasaray 82. dakikada 10 kişi kaldı. Gerçi Baros’un yerine Lincoln’ü alıp top tutmasını sağlamak ve yüklenen Trabzon savunmasının arkasına top atmak varken Yaser denilen dünkü çocuğu oyuna alan Bülent hoca neyin peşindeydi merak ediyorum. Madem disiplin gösterisi yapacaksın o zaman kulübede bile oturtma Lincoln’ü. Bir anlayamadığım ancak olumlu yönden bakmaya çalıştığım konu da, hazır olmadığı fazla kilolarından belli olan Hasan Şaş’ı oyuna almasıydı. Bununla ilgili bakmak istediğim olumlu taraf ise Ergün ve Arif gibi isimlerin futbolu bırakmış olması, kulübede olsalar onları da oyuna alabilirdi heralde. Herneyse, 10 kişi kalan Galatasaray’ın üstüne oyunu yıkan Trabzon 85. dakikada Colman’ın nefis golü ile beraberliği yakaladı ve 2 takım puanları paylaştı.

İlk goldeki hakem hatası yüzünden bir çok Trabzonlu tepkili ancak 20. dakikadan sarı kartı bulunan Hüseyin’in arkadan Ümit’e ve Barış’a yaptığı iki faule ve bir elle top kontrolüne rağmen ikinci sarıdan kırmızıyı görmemesinin bir açıklaması var mı? Bir de Egemen efendi var. İlk yarının son dakikasında taç çizgisinin üzerinde Arda’ya salladığı bir tekme var, oturtamadı ama olacak iş değil! Son dakikalarda kanlar içinde kalmasına rağmen çıkana kadar sekerek bile koşmayan çalışan Arda’yı övmek için yeterli bir kelime var mıdır bilmiyorum.

Bu beraberliğin rakiplere yaradığını düşünenlere lafım; bu köprünün altından daha çok sular akar. Haftaya SivasBeşiktaş var. Son hafta bile tepedeki 4 takım birbiriyle oynuyor. Daha konuşmak için çok erken. Ama Trabzon’dan alınan bu 1 puan bile çok değerli.

Kayıp çocuk

picture-13

Giovanni Dos Santos

Daha sadece 19 yaşında olmasına rağmen Dünya’nın en büyük kulüplerinden biri olan Barcelona‘da oynama şansı yakaladı. Bundan daha çok kısa bir süre önce geleceğin Ronaldinhosu olarak görülüyordu. Barcelona forması ile oynadığı son maçta yaptığı hat-trick sonrası 10 milyon euro civarında bir bonservis bedeliyle Tottenham‘a transfer oldu.

Geleceğin yıldızının Tottenham’ı Premier ligde zirveye taşıması bekleniyordu. Ancak ne Tottenham ilk 4’e girebildi ne de genç Meksikalı kadroda yer bulabildi. Şimdi ise sezon sonuna kadar Championship ekiplerinden İpswich‘e kiralık olarak verilmiş.

Güneşli Barcelona günlerini bırakıp, yağmurlu ve sisli Londra’ya gitmek hiç yaramamış anlaşılan…

Bir İnönü gecesi ve soru işaretleri

2291855192_b273822c7d

Bu akşam kuzenim sağolsun bilet ayarlamış Beşiktaş – Gençler maçına gitme fırsatı bulduk. Beşiktaş futboluyla çok tat vermese de 3 golle 3 puanı aldı. Kazanan her zaman haklıdır ancak takımla ilgili birkaç soru işareti takıldı kafama.

Cisse ne işe yarar? – Maç 0-0 devam ederken Nobre gibi olmayan pozisyonda bile gol atabilecek bir adam neden oyundan çıkartılır? Hele Bobo hiç bir şey oynamazken… – Delgado taç ve kornerden atmaktan başka ne yapar? – Tello gibi etkili bir sol ayak neden sağ kanatta oynar? Adam topu soluna alana kadar defans direk basıyor… – İnönü’de yapılan anonslardan birşey anlayan var mıdır acaba? Askeri gazinodaki sesi sonuna kadar açık televizyon gibi… – Futbolcular da takımlarını muhteşem destekleyen taraftarlar kadar şampiyonluğa inanıyorlar mı acaba?