Meydan muharebesi gibi geçen 4 El Clasico’dan sonra İspanya’da en çok konuşulan konulardan biri de bunun Milli takıma yansıyıp yansımayacağıydı. Hatta Del Bosque bile bu konuda tedirgin olduğunu açıklamıştı.
Dün bir organizasyon için bir araya gelen David Villa ve Casillas, “sahada olan sahada kalır kimsenin birbiriyle kişisel problemi yok” mesajı vermiş.
Kısacası İspanya’da sıkıntı yok bira ve langırt var…
Barcelona, Real Madrid’den daha az final oynamasına rağmen Copa Del Rey’in kralı.
Barca ilki 1902’de olmak üzere bugüne kadar oynadığı 34 finalin 25’ini kazanarak bu kupayı en çok kazanan takım olmuş. Son oynanan 3 final yani 1997, 1998 ve 2009 kupa ile sonuçlanmış.
Real Madrid içinse Copa Del Rey finalindeki tablo pek iç açıcı değil. 36 kere final oynayan Real Madrid bunların 17 tanesini kazanabilmiş. Real’in son oynadığı kupa finallerinde de hüzün var. 2002’de Deportivo’ya 2004’te Zaragoza’ya kaptırmışlar kupayı.
Yarın da hasretin aynen devam etmesi dileğiyle.
Cumartesi akşamı La Liga El Clasico’sunda Barca’lılar ve Real’liler olarak saygı, sevgi, dostluk çerçevesinde hep beraber yedik, içtik ve maçımızı izledik. O gün gülen taraf olmadı ancak Çarşamba akşamı olacak ve biz de aynen mekanımızda olacağız.
Keyifli bir yemekle veya birşeyler içip maçı izlemek isterseniz bekliyoruz. Önceden bir alo derseniz yeriniz de hazır olsun. Ondan sonra bana Real’lileri uzağa oturtuyorsun demeyin. Yaparım çünkü;)
Rezervasyon için: (212) 265 0 266
View Bottega in a larger map
Çarşamba günü oynanacak final öncesi Real Madrid kadrosunda daha önceden Copa Del Rey kazanmış tek isim Raul Albiol. Ancak o da Cumartesi günkü El Clasico’da direk kırmızı kart gördüğü için cezalı.
Kadrodaki diğer isimler ise daha önce oynadıkları kulüplerde tabii ki kupa şampiyonlukları gördüler. Bunlar arasında en çok kupa sevinci yaşayan Ricardo Carvalho. Porto ile 1 kere Chelsea ile 3 kere kupa sevinci yaşamış Portekiz’li. Lass Diarra ise Chelsea ve Portsmouth’la kupa görmüş. Ronaldo, Xabi Alonso, Dudek, Pepe, Benzema, Albiol ve Mesut ise eski kulüplerinde birer kere kupa sevinci yaşamışlar.
Mourinho’ya gelecek olursak; Porto ile 2003’de, Chelsea ile 2007’de ve Inter ile 2010 yılında kupa şampiyonlukları yaşamış.
4’lemenin ilki dün 10 ülkede yayın haklarını ellerinde bulunduran kuruluşlar tarafında 3 boyutlu yayınlandı. İspanya’da 40 kişi ve 7 kamera ile yayıncı kuruluş Mediapro tarafından yönetilen 3 boyutlu çekim Fransa’da Canal +, Israil’de JCF, İtalya’da Sky, Polonya’da Canal +, İngiltere’de Sky, İsveç’te Canal + ve Belçika’da BETV tarafından yayınlandı. Bu 7 ülke dışında Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya’da da Chello adlı yayıncı kuruluş tarafından sinemalarda 3 boyutlu yayın yapıldı.
3 boyutlu yayın dışında İspanya’da 12 sinemada da HD görüntü kalitesiyle El Clasico yayını yapıldı. Bizim yayıncı kuruluş Ntvspor’da ise La Liga için henüz HD yayın yok. Halbuki sezon başında pazarlama yaparken HD-en’den olacak diyorlardı…
Tabii ki Xavi’den bahsediyoruz. Bugün ilk ve belki de 4’lemenin en önemsiz El Clasico’su Bernabeu’da. O Bernabeu’yu da çok seven Xavi. Geçen sezon oynanan 0-2’lik ve ondan bir önceki sezon oynanan 2-6’lık maçlarda toplam 6 asist yapmış.
2008-2009; 2-6
Dakika 20; kaptan Puyol’un kafaya kondurmuş.
Dakika 35; Lass’dan topu çalıp Messi’ye buyur etmiş.
Dakika 58; Henry’e uzun çalışmış.
Dakika 73; Cannavaro ve Gago’yu madara edip Messi ile verkaç demiş.
2009-2010; 0-2
Dakika 32; Real Madrid defansının göbeğinde aşırtarak Messi’ye buyur etmiş.
Dakika 56; Orta sahanın oralardan Pedro’ya çok ince bir pas kaymış.
18 gün içinde asist sayısı 10’a yuvarlanır da üstü ne olur bilemem. Xavi’nin insafına kalmış.
Hani takımının armasını, renklerini veya sevdiği forma numarasını vücuduna komple kaplatan gördük de takımın hocasını sırtına çizdirene ilk defa rastlıyoruz. Allah akıl fikir derken 5 puandan son 5 haftada şampiyonluğu Leverkusen’e verirse Dortmund tanışmak isterim şu taraftarla…
Bu arada 2000 senesinde sırta Terim kaplatan filan yok değil mi aramızda? Aman pot kırmayalım;)
Dün golf ve teniste kapışmışlar. Schuster dayıdan Rexach’a kadar, şanssızlığın kralını yaşayıp veteran statüsüne erken kavuşan Ruben de la Red dahil bir çok isim oradaymış. Tabii skora tahminleri de havada uçuşmuş. Atış serbest.
Sezon başından beri sakattı cezalıydı derken El Clasico öncesi Mourinho’nun 7 hücum silahı da hazır. Ronaldo, Adebayor, Higuain, Kaka, Mesut, Di Maria ve Benzema. Tabii aralarından hangileri oynayacak Jose’nin seçimi. Mesut, Ronaldo, Di Maria bana göre banko, ileri uç ise en zor karar. Tottenham maçı sakatlıksız bir atlatılsın düşünmek için süre bol. Bu arada Tottenham maçı Mourinho profesyonel teknik direktörlük kariyerindeki 500. resmi maçı olacak. 334 galibiyet, 104 bereaberlik ve 61 yenilgi. Karnesi fena değil;)
Barcelona’da ise bu isimleri karşılayacaklarda sıkıntı devam. Ameliyat olan Abidal zaten sezonu kapadı. Her hafta dönüyor denilen Puyol hala muamma ve yokluğu büyük dert. Özellikle son bir kaç maçtır savunma yol geçen hanı. Bu akşam Shakhtar deplasmanı bir test daha.
Hafta sonu Athletic Bilbao deplasmanında takımına 2 penaltı kazandıran Angel Di Maria, bu sezon 6 kere ceza sahası içinde yerde kalarak La Liga’da en çok penaltı yapılan futbolcu oldu.
Di Maria’ya ilk penaltı 8. haftada Bernabeu’da Racing maçında yapılmış. Bundan 4 hafta sonra yine Bernabeu’da Athletic Bilbao maçında Susaeta tarafından ceza sahası içinde indirilmiş. Daha sonra ise Getafe maçında ve yine Racing’e karşı bu sefer deplasmanda takımına penaltı kazandırmış.
Dakika ortalamasına bakacak olursak Di Maria’ya 362 dakikada 1 penaltı yapılıyor. Kazandırdığı 6 penaltı atışında da fire yok. Kaka, Ronaldo ve Benzema affetmemişler.
Yanlış renkleri giyiyor olsa da;) Benfica’dan beri beğenerek takip ediyoruz kendisini…
