Önce bi müzikle keyiflenelim…
Kategori: sakatlik
Antidepresan
Depresyon’a giren Adriano İnter’le olan sözleşmesini dün karşılıklı olarak feshetti. Bu saatten sonra bilumum gazeteler tarafından defalarca Fenerbahçe’ye transfer edilir artık.
Nişanlısından ayrıldığı için depresyonda olduğu söylenen Adriano’un kendi kendini tedavi yöntemi de harikaymış. Çivi çiviyi söker demiş resmen. Bu zor günlerinde yanında bu görmüş olduğunuz Brezilyalı abla varmış. İsmi Ellen Cardoso aka Mulher Moranguinho, şarkıcı ve dansçıymış. Foto kesmedi bir de dansını görelim diyenler varsa buyursun.
Haftaiçi Tv’de Futbol
Haftaiçi tv’de futbol
Bana herşey seni hatırlatıyor…
Sabah gazetesi 2000 senesinde UEFA kupasını kazanan Galatasaray ile bu yıl Kadıköy’e ilerleyen Galatasaray arasındaki benzerlikleri yazmış. İlginç geldi, okumayan varsa buyursun;
1999-2000 sezonunun devre arasında 5 numaralı formayı giyen Tugay, Dick Advocaat’ın çalıştırdığı G.Rangers’a transfer oldu. Bu sezon 5 numarayı sırtında taşıyan Meira, sezon ortasında Rus Zenit kulübüne transfer oldu. Zenit’i Dick Advocaat çalıştırıyor.
99-00’de Şampiyonlar Ligi grubunda Hertha Berlin’i deplasmanda 4-1 mağlup etti. Bu sezon UEFA’da grup maçında yine Hertha Berlin’i deplasmanda 1-0’lık skorla devirdi.
G.Saray Milan’ı son dakika golüyle3-2 mağlup edip UEFA’da yoluna devam etti. Bordeaux maçında skor 3-3 iken Galatasaray, Sabri’nin son dakika golüyle Fransız ekibini kupa dışına itti.
UEFA’da, 1999-2000 sezonunda 3. turda elenen takım Bologna idi. Bu sezon Galatasaray 3. turda bir başka B harfi ile başlayan takımı eledi: Bordeaux.
9 yıl önce 4. turda Alman ekibi Borussia Dortmund ile eşleşmiş ve elemişti. Bu sezon 4. turdaki rakibi yine bir Alman, Hamburg oldu ve Aslan tura yakın.
Çeyrek finalde M harfi ile başlayan rakip karşısına çıkmıştı: Mallorca Hamburg’u elediği takdirde G.Saray’ın çeyrek finalde ‘m’ harfiyle başlayan muhtemel 3 rakibi var: Marsilya, Manchester City, Metalist Kharkiv.
Final: 99-2000’de K ile başlayan Kopenhag’da oynanmıştı. Bu sezon final KADIKÖY’de.
Bu Hıncal futbolundan anlıyorsa, ben ne olayım…
Dün aksam 90 dakikada yine Hıncal Uluç şov vardı. Yok efendim Galatasaray Bursa maçında 4 ön liberoyla oynamış, Nonda futbolcu değilmiş, Tello kanat oyuncusu muymuş!? Şampiyonluk için favorisi bugüne kadar her programda ağır şekilde eleştirdiği Fenerbahçeymiş…
1 dakika, 1 dakika en bombasını unuttum. Baros ile Nonda’yı üst üste koysan bir Ümit Karan etmezmiş…Pes!
Haftaiçi futbol
Yine her gün maç var, nefiss!
10 Mart Salı
21.45 Liverpool (1) – (0) Real Madrid (Star) 21.45 Panathinaikos (1) – (1) Villarreal (Futbol Smart)
11 Mart Çarşamba
21.45 Barcelona (1) – (1) Lyon (CNN Türk) 21.45 Manchester United (0) – (0) İnter (Star) 21.45 Porto (2) – (2) Atletico Madrid (Futbol Smart)
12 Mart Perşembe
19.00 Hamburg – GALATASARAY (Futbol Smart)
Şampiyonlar Ligi geri dönüyor
2 aylık aradan sonra Şampiyonlar ligi yarın geri dönüyor. Daha önce yazmıştık, çok bomba eşleşmeler var diye. Inter – Manchester United, Real Madrid – Liverpool ve Chelsea – Juventus en bombaları. Mourinho 1 hafta önceden Sir Alex Ferguson‘a sataşmaya başlamıştı zaten. Liverpool iyi başlamıştı ama Gerrard’ın sakatlığı ve Benitez‘in saçma sapan açıklamaları ile düşüşteler. Madrid ligde Barça’nın 7 puan arkasında imkansızı kovalıyor. Takımı sezon sonuna kadar Hiddink‘e emanet eden Chelsea’nin en büyük hedefi Şampiyonlar ligi ancak rakip Juventus gününde olduğunda yenilmesi cok zor bir ekip.
Salı ve Çarsamba günü oynanacak Şampiyonlar ligi maçlarını, Perşembe günü de Uefa kupası maçları takip edeceğini hatırlatayım. Bu hafta her gün Tv’de maç var yani nefis!
Haftaiçi ekranda futbol;
24 Subat Salı
21.45 Inter – Manchester United (Star Tv) 21.45 Lyon – Barcelona (Futbol Smart)
25 Subat Çarşamba
21.45 Chelsea – Juventus (Futbol Smart) 21.45 Real Madrid – Liverpool (Star Tv) 21.45 Sporting Lisbon – Bayern Münich (CnnTürk) 22.10 Middlesbrough – West Ham (Ntvspor)
26 Subat Perşembe
20.30 Galatasaray – Bordeaux (D Smart)
Türk futbolunda yorumcu krizi
Footballove’in ilk konuk yazısı, güzel insan Elit Milli‘den… Genelde siyasetten teknolojiye, spordan müziğe beraber ağız ishali oluruz karşılıklı. Maç sonrası telefonda bu konuyu tartışırken ‘E, buyur yaz’ dedim. Üşenmedi yazdı:
Bu geceki GS maçının ardından eğer Maraton’dan yorumları izleme gafletinde bulunduysanız, Bülent Tulun sinirlerinizi epey yıpratmıştır diye düşünüyorum. Lig TV’nin futbolcudan ve yöneticiden yorumcu çıkarmaya çalışmasının nedeni ne bilemiyorum, ama tam bir istatistik yorumcusu olan ve maçı izlemiş insanlara sıfır fayda sunan Tulun’un eline böyle bir anda mikrofon geçince eleştirinin dozu da tabi ki kaçtı. Bir yorumcudan ziyade “hitman”i andıran üslubuyla Skibbe’yi kaale almayan, aşağılayan, “apranti” gibi yakıştırmalar yapan, “bence” diye bir kelimeyi hiç duymamış bu zatın, bir dönem Galatasaray’da yönetici olduğunu düşününce tüylerim ürperdi.
Bu takımın asıl sahibi “taraftar”dır, taraftar hancı, Skibbe “yolcu” gibi popülist tribün ağzıyla konuşmaları tam da spor medyasında görmek istemediğimizi söylediğimiz fevri tavır değil mi?. Futbolda kalitenin yükselmesi için her sene başında temiz futbol, fair play hikayeleri anlatıp, düşeni yerde tekmelemek için sıraya giren bu fırsatçı yorumcu tayfasının medya içindeki hükümdarlığının artık bitmesi gerekiyor. Senelerdir uyduruk köşe yazılarıyla bedava maç bileti alıp, malumu ilam eden yüzlerce “köşe yazarı” acaba bir gün Guardian vs. alıp maç analizi nasıl yazılıyor bakmışlar mıdır?
Bugün internetteki bloglar ve belli başlı birkaç TV yorumcusu sayesinde takke düştü ve kel göründü. Bu yorumcuların, spikerlerin, röportajcıların, tam da eleştirdikleri futbol, futbolcu ve yönetici kalitesi gibi yüzeysel ve kof olduğu artık ortada. Skibbe’yi, futbolcuları ve hatası olan herkesi ağır şekilde eleştirmek doğal, ancak bunu yaparken belirli bir saygı çerçevesi muhakkak varolmalı.
Medyada işini iyi yapan birçok yeni nesil, araştırmacı ve yorumcu söz hakkı bulamazken sırf isim sahibi diye ekranlarda cirit atan Tulun gibi yorumcular, hiçbir sorumluluk ve hesap verme işlemine tabi olmadıklarından rahat rahat taraftarı kışkırtıcı yorumlar yapabiliyorlar. Bu yorumcuları ekrandan uzaklaştırmadan, aklıselim bir futbol ortamının yaratılması için kimse boşu boşuna heveslenmesin.
Bizim kuralar da cekilmis
Fenerbahce Sukru Saracoglu Stadı’nda 20 Mayıs Carşamba gunu oynanacak 2008-2009 sezonu UEFA Kupasi finali icin bilet almaya hak kazananlar 29 Ocak gunu noter huzurunda yapilan kura cekimiyle belirlenmis. 23 Ocak’a kadar bilet talep formunu gonderen spor severler arasından noter huzurunda yapılan cekilis ile 5791 biletin sahibi belirlenmis. Bilet bedelleri 30 Ocak-5 Subat tarihleri arasinda basvuru formunda belirtilen kredi kartlarindan çekilecekmis. Tum basvuranlara 6-8 Subat tarihleri arasinda e-mail ile bildirimde bulunulacak ve biletler sahiplerine 15-24 Nisan tarihleri arasinda kargoyla gonderilecekmis.
Insallah 5791 sansli kisi arasina girmisizdir. Degil mi Muzo B?