Güzel transferler

Avrupa’da yapılan büyük ve popüler transferlerin yanısıra her gün basınımıza çok yansımayan akılcı ve mantıklı transferler de yapılıyor. Bu transferler arasında benim beğendiğim bir kaç tanesi şöyle;

Marcelo Moreno (Shakhtar Donetsk) —> Werder Bremen Pele (Porto) —> Genoa Jeremy Mathieu (Toulouse) —> Valencia Campagnaro (Sampdoria) —> Napoli Eremenko (Udinese) —> Dinamo Kiev Sven Bender (1860 Münich) —> B. Dortmund Franco Zuculini (Racing Club) —> Hoffenheim Shunsuke Nakamura (Celtic) —> Espanyol Luis Jiménez (İnter) —> West Ham Orlando Engelaar (Schalke) —> PSV Joe Hart (Man City) —> Birmingham

Helveg sen hala oynuyor musun ya?

Serie A’dan tanıdığımız Udinese, Milan ve İnter’de forma giyen Danimarkalı defans oyuncusu Thomas Helveg futbola başladığı Odense ile olan sözleşmesini 1 yıl daha uzatmış. Serie A sonrası Norwich City ve Mönchengladbach takımlarının formasını giyen Helveg, 2007’de Odense’ye geri dönmüştü.

Özellikle Milan’da forma giydiği 5 senelik dönemde çok beğenirdim bu adamı. Kaya gibi stoperdi, zaman zaman sağ bekte de oynardı. Galatasaray’ın 100. yılında basınımızda transfer haberleri bile çıkmıştı. Keşke alabilseydik, Cihan‘ın yerine sağ bekte aslanlar gibi oynardı. Gerçi Cihan’ın yerine kimi koysan oynardı, o da ayrı mesele…

Podolski Köln’e geri döndü

Münich macerası pek uzun sürmeyen Podolski Köln’e geri döndü. Sezon ortasında Köln tarftarlarının bu transfer için para topladıklarından bahsetmiştik. Köln kulübü iki yakayı bir araya getirmiş ve Podolski’nin 10 milyon euroluk bonservisini ödeyebilmiş.

Bayern bu adamdan nasıl yararlanamadı ve Podolski daha üst düzey bir kulübe rahatlıkla gidebilecekken neden Köln’e geri döndü hala anlayabilmiş değilim…

Bu arada Köln’ün yeni sezon formaları da Podolski’nin imza töreninde tanıtılmış.

Ulan Amerika!

Şu anlamsız boru sesli Konfederasyon kupasından tek beklentim Brezilya-İspanya finaliydi. Futbol’dan ne anlar dediğim Amerika mucizevi şekilde geldiği yarı finalde İspanya’nın 35 maçlık yenilmemezlik serisini bozdu ve 2-0’la adını finale yazdırdı.

Bu mağlubiyet İspanya’nın muhteşem bir takım olduğu gerçeğini değiştirmeyecek ama yine de İniesta ve David Silva‘yı çok aradıklarını söyleyebilirim. Yerlerine oynayan Xabi Alonso ve Riera, deyim yerindeyse makinanın dişlilerini biraz olsun aksattılar.

Amerika’da ise Onyewu, Bradley ve Altidore en beğendiğim isimlerdi. İlk golde Altidore ne güzel döndü öyle. Özellikle Fener’le adı anılan Onyewu’yu çok beğendim. Tartışmasız maçın adamıydı. Maçı izlerken 70’den sonra düşer dediğim Amerika takımı 90 dakika boyunca büyük savaştı ve galibiyeti sonuna kadar haketti.

Bu akşamki yarı finalde Brezilya’nın da bir sürprize izin vereceğini hiç zannetmiyorum. Pazar akşamı Amerika-Brezilya finalinde boru sesleriyle samba izleriz.

Neye alıştınız ben anlamadım?

Dün gece İsmail Köybaşı’nın transfer haberlerini duyunca Beşiktaş resmi internet sitesine girip resmi açıklama yapılmış mı diye bakma gereği hissettim. Gecenin o saatinde resmi açıklama daha yapılmamıştı ancak bu sefer Beşiktaş transferde doğru yolu izlemiş ve önce kulübüyle anlaşmıştı. Bunu G.Antep başkanı İbrahim Kızıl‘ın yaptığı açıklamalardan anlayabiliriz; “Bir Anadolu kulübü olarak bu transfer karşılığında Beşiktaş’tan iyi bir bonservis bedeli aldık, bu kendi yağıyla kavrulan kulübümüz için çok önemli…”. Beşiktaş bugün içinde de İsmail’le anlaşır ve bu sefer kimseden çalım yemeden bu işi bitirir.

Beşiktaş İsmail’i alarak büyük iş yaptı bence. Sol bekini uzun yıllar emanet edebileceği bir adamı kadrosuna kattı. Her sezon yerine adam alınan İbrahim Üzülmez artık bu sezon kulübenin yolunu tutacak gibime geliyor. Bu arada Galatasaray’ın da İsmail’i çok istediğini ancak Antep başkanının Galatasaray’a bu oyuncuyu satmak istemiyoruz dediğini çok yakından biliyorum. Beşiktaş’a transferi konusunda da Yıldırım Demirören’le İbrahim Kızıl’ın patronu oldukları şirketler arasında iş yapmalarından ötürü oluşan yakınlıklarından dolayı bu transferde anlaştıkları sağda solda konuşulan dedikodular. Bu dedikodular anlamız Türkiye’de bu işler zaten böyle yürüyor ve dediğim gibi Beşiktaş çok çok iyi bir transfer yapmıştır.

Bu arada dün gece yarısı ajanslara Nihat Kahveci transferi de düştü. Nihat’ı anlatmaya ve tartışmaya gerek yok. Kaptan ait olduğu yere geri döndü demek yeterli. Demirören‘in Gökhan Zan ve Mehmet Topuz transferlerinden sonra bozulan sinirleri bu iki isimle yeniden kendine gelmiştir heralde.

Yazının başlığına ve fotoğrafa gelince ise; dün gece Beşiktaş resmi sitesinde bu sezon sonuna kadar hakettikleri çifte şampiyonlukları için tasarlanmış olan ve taraftara satışa sunulan t-shirtlere denk geldim. İçlerinde gerçekten güzel t-shirtler var ama en çok yukarıdaki t-shirt ilgimi çekti. Açıkçası verdiği mesajı ben anlayamadım. Seneler sonra gelen kupalar sonrası neye alışmışlar?

Anlayabilen varsa beni de aydınlatsın bir zahmet…

Piyango

Şu an Ntvspor‘da son dakika haberi geçiyor. Zenit kulübü Güiza için Fenerbahçe’ye 10 milyon euro+Fatih Tekke’yi önermiş. Görüşmelerin 2 gün içinde netleşmesi bekleniyormuş.

Bu Zenit’in transfer komitesinin başında kim var çok merak ettim. Sezon ortasında Meira‘ya 6 milyon euro, şimdi de Güiza’ya 10 milyon euro+Tekke. Kafaları güzel heralde…