Fenerbahçe 3 senedir Atatürk Olimpiyat Stadı’nda puan alamadığı İstanbul Büyükşehir Belediye’yi zar zor da olsa 1-0 yendi. Sonunda yendi. Yine golü Alex ile buldu. Kaçırdığı pozisyonlara karşılık özellikle İbrahim Akın’ın harcadığı çok önemli pozisyonlar vardı.
Cristian’ın geçen hafta hööölenmesinden sonra bu haftaki performansı sevindiriciydi. Topuz oldukça iyiydi. Bekir sağlamdı. Yobo zaten kaya. Hem de hızlı kaya. Gökay hata yapmıyor ama birşey de katmıyor. Daha oynaması lazım tabii. Caner’in kanat yol geçen hanı gibiydi. Hele gördüğü sarı kart hem hocayı, hem bizleri delirtti. Gerçekten savunma yapmayı hiç bilmiyor. Santos’un savunma yönünü eleştirirken ama ofansı mükemmelken Caner seçimini anlamıyorum. Başka bir iş var perde arkasında herhalde. Stoch maça oldukça kötü başladı, sonra da ne yazık ki vasatı aşamadı. Guiza’nın idmanlara başladığı Niang’dan belli oldu bu akşam. Samandıra’da aynı cenabet topa vurmaya başlamışlar ne yazık ki. Aman devamı gelmesin noolur…
Aykut Kocaman’ın–ding dong–70. dakikada Alex’i yine yeni yeniden çıkarıp yerine Selçuk’u alıp orta sahayı Gökay-Baroni-Selçuk olarak üçlemesi maç 1-0 iken ve iş hala ortadayken açıkçası beni çok şaşırttı. Hemen üzerine Dia’nın soldan mükemmel inişi net penaltı/kırmızı kart ile sonuçlandı. Kim atıcak derken, meğersem Niang’da kendisinin attığından emin değilmiş, rezil bir penaltı ile topu Hasagiç’e hediye etti. Ardından Belediye’nin 10 kişi kalmasına rağmen Fenerbahçe’yi bu kadar sıkıştırması hiç iç açıcı değil… Ulemaların Alex çıkınca daha kompakt, daha defansif, daha koşan, daha pozisyon vermeyen Fenerbahçe cart curtlarının hiçbir anlamı olmadığını bir kez daha görmüş olduk.
İlk yarıda Alex’in İbrahim Akın’a yaptığı tabanlı faulün kırmızı kart olması gerektiğini düşünenler olabilir. Benim görüşüm Alex’in sarı ile ucuz yırttığı ve kırmızı olsa kimsenin sesinin çıkmayacağı yönünde. Ama oyun durduğunda Alex’in gidip İbrahim’den özür dilemesine alkış.
Genel olarak Halis Özkahya’nın oldukça kötü bir maç yönettiği ortada. Verdiği, vermediği pozisyonlar, kartlar… İki takım oyuncularının maçtan sonra hitap tarzı ile ilgili yaptıkları açıklamalar ise tuzu biberi. Demek ki neymiş? Temiz yüzlü olmak yetmiyormuş.
@ kokoB bu açıklamayı bende yakaladım bizim turk futbolcusu hatta genelleyeyim türk insanındaki sıkıntı bu kendımızı sıkıntımız ifade etmeye çalışırken haklıyken haksız haklıyken komik duruma düşüyoruz…. oysa enteresan ve daha once pek karşılaşılmadık bi sıkıntıdan bahsediyor tıpkı gökhan gönül gibi ama işte eğitim seviyesimi desem, ne oldum deililiğimi bilemedim …
Yanlız maç sonrası Belediyeli Serhat’ın açıklamaya bittim demiş ki;
”Bugünkü hakemin yönetimine bir şey diyemiyorum. Ancak bize karşı takındığı tavırlar doğru değildi. Biz elit kişileriz, Süper Lig futbolcularıyız. Türkiye’de sayılı insanlar içerisindeyiz. Bize karşı tavırları, konuşması, üslubu çok yanlıştı. Ben buradan Halis hoca için üzülüyorum, kendisine dikkat etmesini istiyorum.”
Elit olduğuna kendi mi karar vermiş nedir?
“İlk yarıda Alex’in İbrahim Akın’a yaptığı tabanlı faulün kırmızı kart olması gerektiğini düşünenler olabilir. Benim görüşüm Alex’in sarı ile ucuz yırttığı ve kırmızı olsa kimsenin sesinin çıkmayacağı yönünde. Ama oyun durduğunda Alex’in gidip İbrahim’den özür dilemesine alkış.”
Alex’in o pozisyonda topla alakası olmadığı açık. Yani ciddi ciddi ibrahim akın’ın doğrudan kaval kemiğine tabanla tekme attı alex. kırmızı çıksa kimse bir şey diyemez demek ne kadar fanatik bir bakış açısı. bana göre kırmızı kart + min. 3 maç ceza alması gerekirdi alex’in, çünkü hareket kasti. ayrıca alex’in bu tekmeden sonra gidip özür dilemesinin ne anlamı var ki? yanlışlıkla veya pozisyon gereği olan bir durum değil. bu tekmeden sonra özür dilemesini alkışlamak yerine önce bir tekmeyi eleştirmek gerekmez mi?
neyse burada hakemin hatasını, fenerbahçe’nin kazandığı puanı falan eleştirmeye çalışmıyorum. nihayetinde şampiyonluktan şimdilik ümidini kesmiş bir takım taraftarıyım zaten. ayrıca alex’i de çok severim. ama insan kendi takım oyuncusunu dahi gerektiği durumda eleştirebilmeli. en azından sevdiğim bu blogdan bubakış açısını beklerim.
saygı sevgi…
alex belediye maçlarında kırmızıyı seviyor geçen sene atılmıştı bu sefer direkten döndü sonra da golünü attı. yanlız blogun galatasaraylı yazarı olarak fener bakanı muzo b’nin dünyanın en fanatik olmayan fenerli’si olduğuna kalıbımı basarım. alex’in atılması gerektiğini kendisiyle de konuştuk ama sonraki özrü gerçekten içten.
Bu paragrafi fanatik olarak degerlendirdigin icin seni kutluyorum mert.
Sert bir hareket ama kasti oldugunu dusunmuyorum. Kirmizi kart gorseydi de “yerindeydi” diyecektim. Ayni “Sari ile ucuz yirtti” dedigim gibi.